Ana içeriğe atla

X-MEN ISSUE #1


Çizgi roman tarihinde Gümüş Çağ diye adlandırılan bu dönemde benzer çizgi romanlarda da hâkim olan bir yeniden doğma hareketi var. Bu da süper kahramanların çoğalması veya yeni ürünlerin ortaya çıkması anlamına geliyor. İşte tam da üretimin arttığı ve satışların patlama yaptığı bu dönemde Stan Lee bizleri o çok sevdiğimiz X-Men dünyasıyla tanıştırıyor. Serisinin ilk sayısı 1963 tarihinde piyasaya sürülmüş. Şaşıracaksınız ama başlarda Lee’nin birçok çizimi ve tasarımı reddedilmiş. Uzun çabalar sonucu Profesör Xavier okulunun kapılarını açmayı başarmış, ilk X-Men’leri yetiştirmeye koyulmuş, hem de neredeyse yarım asırdır bizlerle olan ve olmaya devam eden bu fenomen serinin kazanacağı ünden habersiz. Hazırsanız Stan Lee’nin X-Men’ine yani ilk X-Men’lerin dünyasına giriş yapalım.

ART & PANELLER

İlk sayıda X-Men’in tanıtımı yapılıyor ve her Stan Lee çizgi romanında olduğu gibi hikâyesel betimlemeler kutucuklar içerisinde verilmiş. Tüm betimlemelerin yanı sıra eski tarz analog çizim dediğimiz dijital dokunuşların olmadığı ham bir art karşılıyor bizi. Eski dönem ürünlerinde bunun mucizevî bir şey olduğunu fark ediyorsunuz çünkü tüm o efektler renkler ve ince dokunuşlarla yansıtılmış. Kendine has tarzıyla X-Men serisi bu şekilde başlıyor ve devamında gelen tüm sayılarla geniş yankı uyandırıyor.

Panel geçişleri oldukça hızlı hatta paneller küçük ve bölümleri kısa kısa bize yansıtıyor. Stan Lee aradaki boşlukları küçük kutucuklarla doldurmayı başarmış.  Bu kutucuklar bize ek bilgiler sağlarken panel akışını destekleyici nitelikte. Dolayısıyla hikâyenin akışı ve parçaların tamamlanması adına şunu söylemek mümkün; art’tan bir tık daha önemli o kutucuklardaki yazılar.


HİKAYE & KARAKTERLER & FARKLILIKLAR

X-Men’in kimliği, amacı ve mevcut düzenlerinin işleyişi hakkında güzel bir tanıtıma sahip olan ilk sayı, her şeyin kalbi olan X-Mansion’da bir diğer adıyla ‘Xavier’s School for Gifted Youngsters’da yani Charles Xavier’ın mutant gençleri güçlerini kontrol etme ve en etkili biçimde kullanma konusunda eğitmek amacıyla kurduğu okulda başlıyor. Tüm karakterleri bir arada gördüğümüz bir kesit var ilk sayfalarda. Burada samimi bir dille tanıtmış Stan Lee bizlere X-Men’i.

Kutucuk içerisinde; “Böylesine bir sınıf, böyle öğrenciler ve böyle bir öğretmen ne duydu ne de gördü insanlık. Onlar eşsiz X-Men’lerdi. Şimdi X-Men’in sürprizlerle dolu, büyüleyici dünyasına gireceğiniz eşsiz ve sürükleyici bir macera sizi bekliyor.”  

Bu sayıda Cyclops(Slim Summers), Iceman(Bobby Drake), Angel(Warren Worthington III) ve Beast(Hank Mccoy)’i ve sonlara doğru Jean Grey(Marvel Girl)’i görüyoruz. Filmlerden ve güncel çizgi sayılardan farklı bir portre çizen karakterlerimizin farklı görünüm ve kişilikleri hatta farklı isimleri var. Scott Summers’a burada Slim Summers denmiş. Beast’in mavi tüyleri henüz yok. Farklılıklar bununla sınırlı değil. Öyle ki antrenmanların yapıldığı meşhur ‘Danger Room’ yerine karakterlerimiz bir sınıfta (boş bir odada) yeteneklerini sergiliyor.


Jean Grey’in okula gelmesi ve X-Men hakkında sorular sormasıyla Charles Xavier’ın ağzından X-Men ve mutantlar tam anlamıyla tanıtılıyor. Profesör önce kendisinden başlıyor.

“İlk atom bombası üzerinde çalışmış olan bir anne ve babaya evlat olarak doğdum. Bu sebepten ötürü ben bir mutantım ve belki de ilk mutantlardan biriyim. Bu durumumdan dolayı da insanların zihinlerini okuyabildiğim ve kendi düşüncelerimi zihinlere yansıtabildiğim bir ekstra güce sahibim. Çocukluğumda insanlar hep benden ürktüler ve bana güvenmediler. Anladım ki insanlar bizim gibi ekstra güçlere sahip olanları aralarına almaya hazır değil. Bu yüzden bu okulu kurdum. X-Men’lere özgü bu okulu. Burada şüpheli bakışlardan uzak bir şekilde eğitimimizi devam ettiriyor ve insanlığa faydalı olmak adına güçlerimizi doğru kullanmayı öğreniyoruz.”

İyi tarafı tanıdık. Peki ya insanlığa faydalı olacak işler yapan X-Men’in gerçek görevi? İşte onu da şu sözleri okuduğumuzda öğreniyoruz.

“Bazı mutantlar nefret ile büyüyorlar ve dünyamızı ya yıkmak istiyor ya da yönetmek istiyorlar. Bizim gerçek görevimiz dünyamızı bu kötü mutantlardan korumak.”

Bahsin üzerine kırmızı/mor kostümü ve helmet’i ile meşhur Magneto ilk girişini yapıyor. İlk cümlesi ise tamamen niyetini ortaya koyar nitelikte.

“Gücümü gösterip üstün olanın önünde Homo-Sapien’lerin diz çökmesini sağlayacağım.”

Buradan itibaren ise bizi uzun soluklu bir mücadele ve türlü türlü maceralar vadeden bir evren bekliyor. Tarafları tanıdık o zaman oyun başlasın!

PUANLAMA

X-Men tarihi ve genel anlamda çizgi roman tarihine ilgisi olan bireylerin ilgiyle okuyacakları bir sayı ve kesinlikle devamını merakla bekliyorsunuz. Stan Lee’nin kelime oyunları da adeta büyüleyici. Bu evreni yakından tanımak için muhteşem bir fırsat.

9/10

İyi okumalar!!

-Zeifong

Yorumlar

  1. Harika bir inceleme olmuş. Akıcıllığı vs muhteşem okurken ne zaman bitti anlamadım. Devam etsin istedim. Ellerine sağlık.
    Başarılarının devamını dilerimm💫

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SKYWALKER#1 SKYWALKER SALDIRIYOR

Asiler için umudun yeşerdiği bir dönem. Galaktik İmparatorluk’un en büyük silahı Ölüm Yıldızı’nın, genç Asi Luke Skywalker tarafından yok edilmesiyle İmparatorluk güçleri büyük bir kargaşa içerisine sürüklenmiş, Asiler ellerine geçen fırsatı tepmeyerek çeşitli uzay noktalarına cüretkar saldırılarda bulunuyorlar. Fakat İmparatorluk henüz yenilmiş değil ve Asileri durdurmak için her türlü yola baş vuruyor. Luke Skywalker, Prenses Leia, Han Solo ve Chewbacca yoldaşları R2-D2 ve C-3PO ile birlikte Asiler İttifakının gücünü de yanlarına alacak ve Darth Vader ile İmparator’un güçlerine karşı savaşacaklardır. Bizi de yanlarında çıkardıkları bu macerada kahramanlarımızı türlü yüzleşmeler beklemektedir. KAPAK & SAYFA & PANELLER Kalitesi oldukça yüksek olan bu sayı parlak ve kalın bir kapağa sahip. Sayfa kalitesi ise seriden daha önce incelediğim Obi-wan & Anakin’e taş çıkartır nitelikte. Sayfa sayısının fazla olması da birçok açıdan okuyucuyu mutlu edecek bir özellik. Panel dü...

GAMBIT #1 HIRSIZLIK KANINDA

X-Men’ler arasında çok sevilen ama bir o kadar da değeri bilinmeyen bir karakter olan Gambit’i yakın merceğe almış olan bu seri bizlere New Orleans sokaklarında büyümüş yetenekli hırsızımız ile muhteşem bir maceraya katılma fırsatı sunuyor. Gambit ile birlikte çıkacağımız bu yolculuğu daha iyi anlayabilmek adına biraz karakterimizi tanımaya ne dersiniz? O zaman başlıyoruz… GAMBIT / Nam-ı diğer Remy Lebeau Gözlerinden korkulduğu için doğduğu günden beri yetim bir çocuk olarak büyüyen Remy küçüklüğünü New Orleans'ın arka sokaklarında hırsızlık yapmayı öğrenerek ve bu şekilde hayatta kalmaya çalışarak geçirdi. Küçük Remy’nin başına talih kuşu New Orleans Hırsızlar Loncası'nın lideri Jean-Luc Beau'yu soymaya kalkmasıyla kondu. Küçük hırsızımızın cesaretine hayran kalan Jean-Luc Remy’yi evlat edindi.  Yıllar içerisinde Remy hırsızlıkta hünerlerini geliştirdi ve lonca içerisindeki konumu yükseldi. Lonca’nın güçlü rakipleri vardı, bunlardan biri ise New Orleans Suikastçile...